Aile ferdin eğitimi için en ideal kurumdur. Yetişen kişi bu grup içerisinde değişik cins ve yaştan insanlar bulabilmekte ve böylece ileride gireceği toplum hayatına intibak edebilmesiyle ilgili şartlara aile içerisinde hazırlanabilmektedir.
Gerçekte de aile sağlam bir toplum yapısının temel taşıdır. Aile, ahlâki değerlerin işlendiği ve kişinin şahsiyetinin temellendiği kutsî bir yuvadır. Hayat boyu sürecek olan eğitim bu yuvada başlar ve ferdin karakteri bu ocakta şekillenir.
Çocuk, ana ve babasından emniyet ve güven duyguları bakımından tatmin olduğu zaman, onun ruhî dengesi sağlanmış demektir. Aksi hâlde böyle bir duygudan mahrum yetişen çocuk, ruhî sarsıntılar geçirebilmektedir. Fakat ailede sağlıklı fertler yetiştirip topluma kazandıra bilmek için eğitim sadece annelerin görevi değildir, anneye ne kadar görev düşüyorsa bir o kadar da babanın sorumlulukları bulunmaktadır.
Özellikle babaların erkek çocuklarıyla iyi bir ilişki içerisinde olması kaçınılmazdır. Değişik toplumlarda, kültür, yaşam tarzı ve ekonomik statüde bulunan ailelerde baba ile oğlunun arasında anlaşmazlıklar gözlenmekte ve bunun sonucunda bir takım sorunlar yaşanılmaktadır. Baba ve oğul arasındaki sorun toplumun her kesiminde müşahede edilmektedir, babalar mutlaka bunların üstesinde gelmek ve iyi bir rabıta kurmak için çalışıp çabalamalıdırlar.
Hiç olmazsa iş yerinde, mahallede yahut öğrencisi olan gençlerle nasıl bir samimiyeti varsa kendi çocuğuyla da öyle olsun. Başka gençlerle rahat konuşup, görüş alışverişinde bulunup, samimi davrana biliyorsa, aynı yaşlarda olan oğluyla da bunu yapabilir, onunla da bir arkadaş bir dost gibi ilişki kurabilir.
Zira bunun en büyük ve en önemli faydalarından biri oğlunuzda özgüveni sağlamak olacaktır. Babaların, çocuğun özgüvenini sağlamadaki rolü çok büyüktür. Babasız büyüyen yahut babalarıyla iyi iletişim kuramayan çocuklarda özgüven eksikliği göze çarpmaktadır. Emretmeyen, dövmeyen, rica eden güçlü bir baba modelinle büyüyen çocukların özgüvenleri de sağlam olacaktır. Baba, “özgüven, güç, kuvvet, yaşam karşısında güçlü olma” duygularını beslerken; anneler “merhamet, vicdan” duygularının oluşmasına neden olurlar.
Baba kelimesi; gurur, sevgi, emniyet, aidiyet, korku ve özgüven gibi birbirinden oldukça farklı duyguları içinde barındırır. Babasıyla ilişkisi ve iletişimi iyi olan çocuklar toplum içinde daha özgüvenlidir. Baba, çocuk için dış dünyayı temsil eder. Çocuk, hayata ve insanlara güven duymayı, kendini ve duygularını korumayı bu ilişki içinde öğrenir. Dışarıdaki hayata bir penceredir baba. Savaşmak kadar, sevmek için de o pencereden bakmak gerekir.
Babalar evlatlarıyla arkadaş olmalıdır, ancak bu şekilde onun sorunlarının farkına varıp bir çözüm ürete bilir. Aralarında samimiyet olduğu takdirde dışarıda evladını bekleyen tehlikelerden onu koruyabilir. Özelliklede yaşadığımız bu çağda ahlak, toplumsal değer ve dini inançlarımıza karşı büyük savaş başlatan batı kültüründen, gençlerimizi korumanın en önemli yolu babaların oğluyla arkadaş olabilmesindedir. Siz onunla samimi olduğunuz ve sıcak bir ilişki kurabildiğiniz sürece, oğlunuz izin sözlerinize değer verecektir, size yakın olacak, karşılaştığı potansiyel tehlikeleri size bildirerek yardım isteyecektir.
Nasihatleriniz, davranışlarınız ve uyarılarınız çocuğunuza, sevgi dolu bir bakış, güler yüzlü bir duruş ve her zaman yanında olduğunuz hissini verdiğiniz sürece etki edecektir.
Babalar Ve Oğullar
Birde onlarla çocukluk ve gençlik dönemlerindeki ilişkimiz yaşlandığımız zaman gelecekte aynı şekilde karşımıza çıkacaktır. Düşünsenize, evladıyla çocukluğundan beri bir arkadaş gibi yaşayan, her zaman onun yanında olan, hatalarını azarla değil de baba şefkatiyle düzeltmeye çalışan ve sevgi elini oğlunun başından eksik etmeyen bir babaya, o yaşlandığı zaman hiç sırt çevrilir mi? Bir ömür babasının o samimi gülüşünü karşısında bulan evlat, yıllar sonra ondan ayrılmaya dayanabilir mi, onu terk eder mi yahut bir huzur evinin köşesine bırakır mı?
Öyleyse evlatlarımızın büyüdüklerinde hayırlı veya hayırsız olmaları birazda kendi elimizde, bakalım onlar gençken biz onlara ne kadarda hayırlı baba olabildik.
Günümüzde hiçbir zamanda olmadığı kadar iyi bir baba-oğul ilişkisine muhtacız, bunun içinde herkes sorumludur; öğretmenler, müdürler, medya, büyükler velhasıl herkes babalar ve oğullar arasındaki ilişkinin maksimum seviyede güzel olması için ellerinden geleni yapmalıdırlar. Ancak bu şekilde aile içindeki şiddet, huzursuzluk ve sorunlar giderilecektir, dolayısıyla toplumda birçok kötülükten kurtulmuş olacaktır.
Rabbimiz, anne-babaların, kız ve oğulların yaratıcısı, bizi her şeyden ve herkesten çok seven, bizim her iki cihan saadetimizi isteyen Allah’ımız Kuran’ında, evlatların baba-analarıyla iyi ilişkiler içinde olmaları gerektiğini kendine ibadetten sonra zikretmektedir. Buda aile fertlerinin birbirleriyle samimi olmalarının ne kadar önemli olduğunu gösterir. Şöyle buyuruyor yaratan:
“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "of!" bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: "Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!" diyerek dua et.” İsra suresi, ayet 23/24.
Babalar ve oğulları birbirlerine olan sevgilerini gösterseler, aralarında olan samimiyeti her geçen gün arttırsalar; baba oğlunu varlık sermayesi, göz nuru oğulda babayı ruh sağlığı için en güçlü dayanak olarak görecek ve birbirlerine göstermiş oldukları ilgi, saygı ve tevazünün aslında Allah için yapılmış büyük bir ibadet olduğunun farkına varacaklardır.
Bu bağlamda öncelikle babalar evlatlarının neye ihtiyaç duyduklarını iyi bilmelidir, zira bunlar bilindiği takdirde samimi bir ilişki kurulabilir. Öncelikle çocuğunuzun duygusal ihtiyaçlarının neler olduğunu düşünün ve bunları her gün aklınızda tutmaya çalışın. Bunları gidermeye gayret edin ve unutmayın iyi bir baba oğlunun sadece maddi ihtiyaçlarını karşılayan baba değildir, onun ruh haletine önem veren ve ruhunun gelişimini sağlamaya çalışan babadır. Çocukların paraya değil babaya ihtiyaçları var. Mutsuz ve yeterince oturmamış bir sığ ilişkide, çocuğunuza en pahalısından bilgisayar alırsınız… yine de mutlu edemezsiniz, ama duygu yüklü, koruyan, gözeten, kuşatan, destekleyen, dengeleyen, sıcacık bir baba-evlat ilişkisinde, sizinle oynayacağı on dakika saklambaç, oturup sohbet edeceği saatler, dünyanın en güzel hediyesidir. Oğlunuzun sizden beklentileri şunlar olabilir, maddi ihtiyaçlardan önce bunları giderin:
Bağımsız olmak
Bakılmak
Başarmak
Bilgili olmak
Dâhil olmak
Değerli olmak
Desteklenmek
Dinlenilmek
Faydalı olmak
Güçlü olmak
Güvende hissetmek
Güvenildiğini hissetmek
Güvenmek
İhtiyaç duyulmak
Kabul edilmek
Kontrol etmek
Layık olmak
Motive olmak
Onaylanmak
Önemli olmak
Önemsenmek
Özel olmak
Özen gösterilmek
Özgür olmak
Saygı duyulmak
Sevilmek
Takdir edilmek
Tatmin olmak
Üretici olmak
Uygun bulunmak
Yaratıcı olmak
Yardım almak
Yardım etmek
Babalar! Daha çocukken evladınıza vakit ayırın, onları sevin ve sevginizi gösterin, böylece yaşlılığınızda hayırlı bir evlat ve ahiret hayatınızda baqiyatus salihat olsunlar.
Oğullar! Babanızı bu hayattan uğurlamadan önce, ona tüm duygularınızı söyleyin, kaybettikten sonra “keşke”lerin hiçbir faydası olmayacak, onların bu dünyada kıymetlerini bilelim, sevgi dolu bakışlarımızı üzerlerinden eksik etmeyelim. Ve saatlerce oturup, konuşabilsek keşke! Aradaki tüm duvarları ve perdeleri kaldırıp ona sıkı sıkı sarılabilsek…