İmam Seccad (a.s) sürekli şöyle buyururdu: “Ben her ne kadar az da olsa bir işi sürekli yapmayı severim.”[1]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Nice gafil aldanmış kimse, kendisinin cehennem ateşine atılmasına neden olacak ilahi bir gazapla çepe çevre kuşatıldığından habersiz olarak, heves, gülme, yemek ve içmekle geçirir.”[2]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “İlk yaratılışı gördüğü halde diğer yaratılışı inkar eden kimse ne kadar ilginçtir! Ne kadar ilginçtir!”[3]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur:
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ben, kendisiyle karşısındakini cezalandırmadığı öfke yudumundan daha sevimli bir yudum yudumlamadım.”[5]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kulağın hakkı onu gıybetten münezzeh kılman ve helal olmayan şeyi işitmekten alı koymandır.”[6]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim insanların sahip olduğu ayıpları dile getirirse, insanlar da ona sahip olmadığı ayıpları isnat ederler.”[7]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dün bir nutfe olan ve yarın da bir leşe dönüşecek olan üstünlük taslayan mütekebbire şaşarım.”[8]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Doğru yol bizleriz ve ilminin sır yerleri bizleriz.”[9]
İmam Seccad (a.s), Ramazan ayı geldiğinde yaptığı duasında şöyle buyurmuştur: “Uzuvlarımızı günahlardan koruyup seni hoşnut eden işleri işleterek bizi bu ayda oruç tutmaya muvaffak et. Öyle olsun ki, kulaklarımızla boş şeyler dinlemeyelim; gözlerimizi eğlenceye dikmeyelim, ellerimizi sakıncalı bir şeye uzatmayalım; ayaklarımızı harama açtırmayalım; karnımıza helallerinden başkası girmesin; dilimiz senin açıkladığından başkasını konuşmasın; bizi sevabına yaklaştıracak amelden başkası için zahmete düşmeyelim; azabından koruyacak amelden başkasını yerine getirmeyelim.”[10]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim bir defa gülerse ilminin bir miktarı aklından uçar.”[11]
İmam Seccad (a.s), hakeza şöyle buyurmuştur: “Ey Allah’ım! Eskiden beri sana olan ümidim sebebiyle ve sende var olan büyük tamahım nedeniyle ve kendine farz kıldığın yumuşaklık, merhamet ve rahmet sebebiyle senden diliyorum.”[12]
İmam Zeyn’ul Abidin (a.s), bir duasında şöyle buyurmuştur: “Ey efendim! Meyil ve rağbetim sanadır, korkum sendendir, senden ümitliyim, ümidim beni sana sevk etmiştir.”[13]
İmam Zeyn’ul-Abidin (a.s) bir duasında şöyle buyurmuştur: “Efendim! İhsanına ve iyiliğine olan zannımı yalanlama. Zira ki sen benim güvendiğim ve itimat ettiğimsin.”[14]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Derinleşme olmadığı taktirde asla ibadet olmaz.”[15]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ben sadece sevap hedefiyle Allah’a ibadet etmeyi hoş görmüyorum. Zira bu taktirde tamahkar köle gibi olurum. Eğer bir şeye göz dikerse çalışır aksi taktirde çalışmaz. Hakeza Allah’a cezasının korkusuyla ibadet etmeyi hoş görmüyorum. Zira bu taktirde de kötü işli köleye benzerim ki eğer korkmazsa çalışmaz.” Kendisine şöyle arzedildi: “O halde niçin ibadet ediyorsun?” İmam Seccad şöyle buyurdu: “Zira O, bana bağışta bulunduğu lütufları ve nimetleri sebebiyle ibadete layıktır.”[16]
İmam Seccad (a.s) Allah’ın şöyle buyurduğunu buyurmuştur: “Ey Ademoğlu! Sana farz kıldığım şeylerle amel et ki insanların en abidi olasın.”[17]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Zarar verici yiyecekten sakındığı halde daha zararlı günahından sakınmayan kimseye şaşarım.”[18]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Yaratışı gördüğü halde Allah’ın varlığı hakkında şek eden kimseye çok şaşarım.”[19]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Yaratışı gördüğü halde Allah’ın varlığı hakkında şek eden kimseye çok şaşarım.”[20]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur:
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Fani yurt için çalıştığı halde ebedi yurdu terkeden kimseye çok şaşarım.”[22]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her ne kadar sana zarar vermeyeceğini tahmin etsen dahi hiç kimseyle düşmanlık etme ve sana hiçbir fayda vermeyeceğini düşünsen dahi hiç kimseye rağbetsizlik gösterme. Zira ne zaman dostuna muhtaç olacağını bilemezsin ve düşmanından ne zaman korkacağını da bilemezsin.”[23]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hiçbir Kureyşli’nin ve hiçbir Arab’ın tevazu dışında soy üstünlüğü yoktur ve takva dışında bir yücelik söz konusu değildir.” [24]
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanın mutluluklarından biri de kendisine yardımcı olacak bir çocuğunun olmasıdır.”[25]
İmam Seccad (a.s), anne babaya yaptığı duasında şöyle buyurmuştur: “Allah’ım, öyle et ki, zalim sultandan korkar gibi onlardan (anne ve babadan) korkayım; şefkatli anne gibi onlara iyilik edeyim. Anne ve babama itaatimi ve onlara iyi davranmamı, uyku düşkünü kimsenin uykusundan daha göz aydınlatıcı ve çok susamış kimsenin içtiği sudan daha yürek serinletici kıl ki onların isteğini kendi isteğime tercih edeyim.”[26]
ABNA.İR
[1] a. g. e. h. 4
[2] Tuhef’ul Ukul, 282
[3] el-Bihar, 7/42/14
[4] el-Hisal, 119/108
[5] el-Kafi, 2/109/1
[6] el-Hisal, 566/1
[7] a. g. e. 78/160/21
[8] a. g. e. s. 328/1
[9] a. g. e. s. 35/5
[10] Sahifet’us Seccadiye, 166, 44. dua
[11] Bihar, 78/158/9
[12] İkbal’ul A’mal, 1/168
[13] a. g. e.
[14] a. g. e. 1/169
[15] Tuhef’ul Ukul, 280
[16] Bihar, 70/210/33
[17] Tuhef’ul Ukul, 281
[18] Bihar, 78/159/10
[19] Emali et-Tusi, 663/1387
[20] Emali et-Tusi, 663/1387
[21] a. g. e.
[22] a. g. e. 664/1387
[23] Derret’ul Bahire, 26
[24] a. g. e. h. 19
[25] a. g. e. s. 2/2
[26] Sahifet’us-Seccadiye , 102 , 24. dua