İslam dininin yüzde yüz onayladığı insani değerlerden biri "ibadet"tir. Burada kastedilen özel anlamda ibadettir. [1] Yâni Allah'la halvet etme, O'nu anma, yakarma ve O'na hamd-u senada bulunmadır; İslami asıllardan olan namaz, dua, gece namazları vb. ibadetler gibi İslam'ın bir parçası olan ve dinden tecrit kabul etmez İslami değerlerdir kastedilen.
Evet ibadet gerçek bir değerdir. Ancak dikkatli davranılmaması halinde bir de bakarsınız ki toplum bütünüyle sırf bu değerin çekimine kaptırmış kendisini ve İslam yalnızca ibadet etmekten, camiye gitmekten, müstehap namaz kılıp, müstehap gusüller almaktan, dua ve tespihten ve güzel sesle Kur'an okumaktan ibaret oluvermiş?...
Neticede toplum öyle bir çekimin yörüngesine girmek ve aşırıya kaçmakla diğer değerlerini kaybetmiş olur; toplumdaki değerler menfileşmeye, sonra da "çirkinleştirici bir değişime" uğramaya başlar. Nitekim İslam tarihinde böyle akımın moda olduğu vakidir! Tertemiz insanlar, hiçbir garaz ve kötü maksatları olmaksızın kendilerini bu akıma kaptırmış ve neticede dengelerini yitirmişlerdir. "Ben insanım, Allah-u Teala beni insan olarak yaratmıştır, melek olarak değil; melek olsaydım öbür taraftan gitmem gerekirdi..." diyememişlerdir. İnsan, varlığındaki muhtelif düşünceleri geliştirmesi gerektiğini, üstelik bunları uyumlu ve dengeli bir şekilde bir arada bulundurmanın şart olduğunu kavrayamamıştır.
Gerçek İbadet
Bir gün Hz. Resulullah'a (s.a.a) gelip "Ashabınızdan bazı kimseler kendilerini bütünüyle ibadete vermişler, dediler." Resul-i Ekrem (s.a.a) bu haberi duyunca pek rahatsız oldular hemen camiye gittiler, içeriye girer girmez "Ne oluyor bazılarına?" dediler sert bir ifadeyle "Duydum ki ümmetim arasında böyleleri türemiş... Ben sizin peygamberiniz olduğum halde böyle davranmadığımı görmez misiniz? Ben hiçbir zaman bütün gecemi sabaha kadar ibadetle geçirmem, gecenin fazla bir kısmını uyku ve istirahatla geçiririm, Ben ailemle ilgilenir, haklarını eda ederim. Asla her günü oruçla geçirmem; bazı günler oruç tutar ve bazı günlerse mutlaka oruç tutmam, bu yolu tutturup gidenler benim sünnetimden çıkmışlardır!..."
Evet... İslami değerlerden birine olan aşırı eğilimin diğer İslami değerleri unutturduğunu ve ümmetinin herhangi bir cazibeye kapılarak bir yörüngede şartlandığını gören Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) derhal olaya müdahale etmekte ve bunun İslam ve sünnette yeri olamayacağını duyurmaktadır.
[1] Genel anlamda ise İslam, Allah'ın rızasını kazanmak maksadıyla yapılan her işi ibadet kabul eder. Bu anlamda ailesinin rızkını temin ve toplumun ıslahı için çalışıp çabalayan ve helal yoldan geçimini sağlamaya çalışan bir insanın bu faaliyetleri de ibadet mesabesindedir.