Kendi blog’umda İmam Rıza’dan (a.s) bir hadis yazdım. Bu hadise kaynak olarak Usul-u Kafi, c.3, s.339 ve Tuhef-ul Ukul, s.442 gösterilmiştir. Hadisin metni ise şöyledir:
لایکـون المـؤمـن مـؤمنـا حتـى تکـون فیه ثلاث خصـال: 1ـ سنة من ربه؛ 2ـ و سنة من نبیه؛ 3ـ و سنة من ولیه. فـأما السنة مـن ربه فکتمان سـره. و أمـا السنة من نبیه فمـداراة الناس و أمـا السنة مـن ولیه فـالصبـر ‘فـى البـاسـاء و الضـراء.
Yorumlar bölümünde arkadaşlarımdan biri hadisin sahih olup olmadığı konusunda ne kadar emin olduğumu sordu. Onun eleştirileri ve ‘bu hadis uydurma olabilir, çünkü kafama yatmadı’ sözü bana pek mantıklı gelmediyse de hadis konusunda hiç bilgim olmadığı, bu soruya nasıl cevap vereceksiniz merakı, sözünü ettiğim dostumun üniversite hocası olması ve görüşlerinin kabul görmesinden dolayı ona, bu konuyu araştıracağıma ve bilen birinden onun itibarının ölçüsü, ret yahut teyidi hakkında soracağıma dair söz verdim. Sizden ricam hadisin sahih olup olmadığı hakkında beni bilgilendirmenizdir.
Kısa Cevap
Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:
1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin elinde onun doğruluğuna dair karinelerin olduğunu gösterebilir.
2-Hadisin kendisinden de anlaşılacağı üzere içeriği Kur’an’dan alınmış ve ona uygundur.
3-Başka bir çok rivayette söz konusu rivayetin içeriği ve maddeleri teyit edilmiştir.
4-Bir rivayetin senedi sahih ve güvenilir olmazsa bu onun uydurma ve sahte olduğu manasına gelmez.
Ayrıntılı Cevap
Hadisin bazı ravileri her ne kadar tanınmamış ve meçhul olsalar da[1] birkaç açıdan ona istinat edilebilir: 1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Örneğin: Kafi, c.2, s.241; Emali-i Saduk, c.1, s.339; Uyun-u Ahbar-ı Rıza, c.1, s.256; Maani’l-Ahbar, s.184; Tuhef-ul Ukul, s.312 ve 442 gibi.
Nitekim Mişkat-ul Envar, s.85; Keşf-ul Ğumme, c.2, s.292; Ravzat-ul Vaizin, c.2, s.432; et-Temhis, s.67 vb. gibi ikinci grup kaynaklarda da gelmiştir
Bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu onun itibarına ve muhaddislerin elinde onun doğruluğuna dair karinelerin olduğunu gösterebilir.
2-Hadisin kendisinden de anlaşılacağı üzere içeriği Kur’an’dan alınmış ve ona uygundur. Rivayetin aslı şöyledir:
«لا یکون المؤمن مؤمنا حتى یکون فیه ثلاث خصال سنة من ربه و سنة من نبیه و سنة من ولیه فأما السنة من ربه فکتمان سره قال الله (جل جلاله) عالِمُ الْغَیْبِ فَلا یُظْهِرُ عَلى غَیْبِهِ أَحَداً إِلَّا مَنِ ارْتَضى مِنْ رَسُولٍ و أما السنة من نبیه فمداراة الناس فإن الله (عز و جل) أمر نبیه بمداراة الناس فقال خُذِ الْعَفْوَ وَ أْمُرْ بِالْعُرْفِ وَ أَعْرِضْ عَنِ الْجاهِلِینَ و أما السنة من ولیه فالصبر فی البأساء و الضراء یقول الله (عز و جل) وَ الصَّابِرِینَ فِی الْبَأْساءِ وَ الضَّرَّاءِ وَ حِینَ الْبَأْسِ أُولئِکَ الَّذِینَ صَدَقُوا وَ أُولئِکَ هُمُ الْمُتَّقُونَ .»[2]
3-Bir çok rivayet söz konusu rivayetin içeriğini ve onda gelen maddeleri teyit etmektedir. Örneğin bir rivayette Emir-ül Müminin’in şöyle buyuruyor: ‘Dünya ve ahiret hayırınız, sır tutmanızda ve iyilerle arkadaş olmanızdadır.’[3] Bir başka rivayette Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘İnsanlarla iyi geçinmek imanın yarısı, yumuşak davranmak ise maişetin yarısıdır.’[4]
4-Bir rivayetin senedi sahih ve güvenilir olmazsa bu onun uydurma ve sahte olduğu manasına gelmez. Uydurma olduğuna dair delil getirmek gerekir.
[1] -Rivayet Kafi’de şu senetle nakledilmiştir:
‘Ali b. Muhammed b. Bundar’dan, o da İbrahim b. İshak’tan, o da Sehl b. el-Haris’ten, o da ed-Dilhas’tan o da İmam Rıza’dan (a.s) İmamın şöyle buyurduğunu rivayet eder...’
Rical alimleri rivayette adı geçen İbrahim b. İshak’ın zayıf olduğunu ve güvenilir olmadığını söylüyorlar (Erdebili, Cami-ur Rovat, c.1, s.18). Ayrıca Sehl b. Haris meçhuldür. Dilhas’ta onaylanmamıştır (Erdebili, a.g.e. c.1, s.311). Saduk’un Emali, Hisal ve Maan-il Ahbar’ında da şöyle gelmiştir:
‘Ali b. Ahmed b. Musa (r.a), o da Muhammed b. Ebi Abdullah el-Kufi’den, o da Sehl b. Ziyad el-Edemi’den, o da Mübarek’ten, o da İmam Rıza’dan (a.s) şöyle rivayet eder...’
Senette adı geçen Muhammed b. Ebi Abdullah onaylanmamıştır. Rical alimlerinin, Sehl b. Ziyad konusunda ihtilafları vardır. Bazılarına göre o zayıftır. Mübarek’te onaylanmamıştır (Erdebili, Cami-ur Rovat). Uyun-u Ahbar da ise şu senetle gelmiştir: ‘Babamdan (r.a), o da Ahmed b. İdris’ten, o da Muhammed b. Ahmed b. Yahya b. İmran el-Eş’ari’den, o da Sehl b. Ziyad’dan, o da el-Haris b. ed-Dilhas’tan o da İmam Rıza’dan (a.s) İmam’ın (a.s) şöyle buyurduğunu rivayet eder...’
Bu hadiste de Sehl b. Ziyad konusunda ihtilafın olmasının yanı sıra Haris b. Dilhas’ta meçhuldür.
[2] -Mümin kimse, biri rabbinden, biri peygamberinden biri de velisinden olmak üzere üç hasleti almadıkça mümin olmaz. Rabbinin hasleti sırrı korumasıdır. Allah Teala buyuruyor: ‘Gizliyi bilen odur, gizlediği şey de hiçbir kimseye açılmaz. Ancak peygamberlerden seçtiği müstesna.’ ]Cin/26-27[. Peygamberin hasleti insanlarla iyi geçinmesidir. Allah Teala, peygamberine insanlarla iyi geçinmesini emrederek şöyle buyuruyor: ‘Özrü kabul edip suçları bağışla, iyiliği emret ve bilgisizlerden yüz çevir.’ ]A’raf/199[. Velisinin hasleti de sıkıntı ve zorlukta sabretmesidir. Allah Teala buyuruyor: ‘Sıkıntı ve şiddet vakitlerinde sabreden kişilerdir. Onlardır sözleri doğru olanlar, onlardır sakınanlar.’ ]Bakara/177[. (Emali-i Saduk, c.1, s.339)
[3] -Müfid, el-İhtisas, s.218.
[4] -Kafi, c.2, s.117.