ramazan
Acaba yüce Allah"ın buyurduğu şu güzel ayeti hiç duymuş muydunuz:
« ادعونی استجب لکم »
Benden dileyin dileğinize icabet edeyim (cevap vereyim).
Bu ayette gerçekte yüce Rahman kullarına dualarını kabul edeceğini belirtiyor. Tabi bazen insan dua ediyor, ama dua bazen görünürde kabul görmemiş gibi oluyor.
Kur’an müfessirleri duanın icabeti için bir çok şartın gerekli olduğunu bu şartların en önemlisinin insanın bir çok günahtan arınmış olması ve isteğini tüm kalbi ile beyan etmesidir.
Din adamlarına göre Allah, tüm hikmetlerin kaynağı olup insanların hayır ve maslahatını bilendir. Bazen insan bir isteğin kendi yararına olduğunu düşünebilir, ancak bu isteğe kavuşmak onun için yararı olmadığı gibi zararlı da olabilir. İşte burada Allah"ın maslahatı edilen duanın gerçekleştirilmesini geciktirmektir ki bu da gayet tabiki kullara duyduğu ihsan ve lütuftan kaynaklanır.
Kuran"ı Kerim"de de dua konusuna değinilmiştir. Vahiy ayetlerine göre Allah"ın kabul ettiği duaların belli özellikleri söz konusudur. Örneğin dua ihlas ve sorumluluk duygusu ve hareket ve çaba ile birlikte olmalıdır. Bunun dışında insanın yüce Rabbinden isteği ruhunun yücelmesi, fazilet ve hidayete yönelik olmalıdır. Her halükarda dua insan üzerinde derin etkisi vardır. Bir dua kabul gördüğünde bu kabulün izleri hissedilmekle birlikte dua eden insan duanın sürekliliği yüzünden büyük bir değişime uğrar. Neden, çünkü sorunlar ve sıkıntılar insanın yüce Allah"a daha fazla yönelmesine sebep olurken aralarındaki ilişkinin sürekliliğini temin eder. Gerçekte insan sürekli dua ederek yaşamının gerçek yönünü bulur ve güdümlü bir yaratık haline gelir.
Gerçek duanın ne olduğunu anlamak için Kuran"a ve ilahi sözlere bakmak yeterlidir. Bu dualar çeşitli şekillerde ve farklı temalarda gündeme gelirken gerçekte hepsi yüce emellerin peşindedir. Örneğin Hz. Zekeriya (sa) Allah"tan evlat talep etmesi, sadece bir babanın evlat sahibi olma sevincini yaşaması için değil, bu talep insanları hidayete erdirmek için salih bir evlat sahibi olmak içindir. Meryem suresinin 6. ayeti Zekeriya"nın dilinden şöyle buyurmakta:
Bana kendi tarafından; bana ve Yakub hanedanına varis olacak bir çocuk bağışla ve onu hoşnutluğuna ulaşmış bir kimse kıl!
Hz. Süleyman (sa) de dualarında mülk ve saltanatı, iktidar sahibi olmak ve insanları sömürmek için istemiyordu. O hazret saltanatının geniş imkanlarını insanların hidayeti ve tevhid bayrağını dim dik ayakta tutmak için harcadı. Bakara suresinin son ayetleri müminlerin dilinden manevi içeriği olan bir duayı aktarır. Biz de bu duayı Allah"a olan kulluğumuzun simgesi olarak okuyarak yüce Rahman katında kabul edilmesini umuyoruz. Dua şöyle:
Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.
Değerli dostlar, bereket ayı ramazanın bir kaç gününü geride bıraktık. Bu manevi ayda insan, aile fertleriyle iftar sofrasına oturmak istiyor. İran"da ezan vakti yaklaşınca evin erkeği elinde -İranlıların ramazanda yaptığı- özel tatlılarla eve beklenir. Çünkü ramazan ayı dolaysıyla çalışma saatleri de değişmiştir. Anne iftar sofrasını hazırlamaktadır. Komşu bir kase adak olarak yaptığı çorbadan getirerek komşu sevgisini göstermiştir. İşte böylece ramazan ayının iftar sofrası yavaş yavaş en güzel şekliyle hazırlanır ve aile fertlerini bir araya getirmek gibi en güzel özelliğini yansıtır.
Ramazandan önce aile fertleri genellikle güncel işleriyle meşgul olup yemek vakti pek bir araya gelemezler. Ancak mübarek ramazan ayında herkes nerede olursa olsun iftar vakti evde ve ailenin yanında olmaya özen gösterir. Aynı durum sahur vakti için de geçerlidir.
Sosyologlara göre aile temeli ancak aile fertleri birbirine daha fazla vakit ayırabildikleri ve gönül birliği için daha fazla fırsatları olduğu zaman güçlenir. Özellikle günümüz insanı her zamankinden daha çok iç huzura ihtiyaç duymaktadır. Ruhani atmosferi ile ramazan ayı bu ortamı diğer aylara nazaran daha fazla sağladığı bilinen bir gerçektir. Bu konuda uzman Dr. Mir Ahmedi şöyle diyor:
Bu ayda insanlar dini öğretileri gereği kendilerini bireysel ve toplumsal değişimlere neden olan bir takım kurallara bağlı kalmakla mükellef görür. Örneğin iyilik etmek, iyi davranmak, başkalarına yardım etmek, tüm bunlar toplumu ve aileleri derinden etkilediği gözlenir. Gerçekte nefsinize hakim olmak güzel bir pratiktir ve insanlar arasında gönül birliğinin gelişmesine yardımcı olur. Çünkü sürtüşmeler ve gerilimler genellikle insanların boş yere istekleri üzerinde ısrar etmelerinden kaynaklanır. Ancak insanların kendi isteklerinden kısmen de olsa vazgeçmesi insanları birbirine yakınlaşmasını sağlar. Belki bu yüzdendir ki Resulullah efendimiz (s.a.a) ramazan ayını "insanların değişim ayı" olarak tanıtıyor.
Türkmenistan diyarında ramazan ayı, hilalin görülmesinden bir kaç gün önce Türkmen çocukların gruplar halinde okuduğu türkülerle geldiğini haber veriyor. Çocuklar okudukları türkülerde büyükleri ramazan ayının gelmesi dolaysıyla tebrik ediyor ve büyüklerinden bu müjdeyi verdikleri için hediyeler almayı da ihmak etmiyor tabi.
Çocuklar gruplar halinde evlerin kapılarında toplanıyor ve şöyle diyor:
Gökte ay görüldü,
Kırmızı bir yay gibi.
Peygamber"in sofrasında. Bizim için de bir pay var.
Çatınızda ayı gördük altın gibi.
Çocukların yarattığı bu coşkunun ardından yavaş yavaş Türkmen diyarını manevi bir atmosfer sarıyor. Eski Sovyetler birliğinde komünistler Türkmenistan ve diğer Müslüman Cumhuriyetler"de İslam dininin izini silmek için büyük çaba sarf ettiler. Ancak Türkmenler dini geleneklerini korudular ve asla unutmadılar. Türkmenler eskiden beri ramazan ayını kardeşlik dostluk ve vahdet ayı olarak görür ve saygı duyar. Türkmenistan"da bir çok camide iftar vaktinden sonra müminler bir araya gelir ve gecenin bir vaktine kadar namaz ve Kuran okur. Türkmenistan"ın geleneksel çarşı pazarı da bu ayda İran"dan ithal edilen tatlı hurmalarla ayrı bir renk kazanır. Bazı fırınlar bu ayda özel pideler yapar.
Türkmen halkı mübarek ramazan ayında sıla-i rahim"i unutmaz ve yakınlarını doyurmayı ihmal etmez. Türkmenler bu ayda iftar vaktinde büyüklerinin evlerinde bir araya gelir ve geçmişlerin ruhuna fatiha okur. Türkmenlere göre Kadir gecesinde geçmişlerin ruhu akranlarının arasına gelir. Türkmenlerin bir başka geleneği de Kadir gecesinde mahkumları serbest bırakmaktır.
source : tebyan