İmam Rıza (a.s.)’ın Tartışmaları ve Ehli Beyt’i (a.s.) Savunması
Ondan sonra şöyle buyurdu: size Allah’ın Kitabı ve Ehl-i Beytim hakkında tavsiye ediyorum ve Kur’an yüce Peygamberi’ni (s.a.a.) teyit etmek için Tathir ayetini Ali, Hasan, Hüseyin ve Fatıma (a.s.) hakkında nazil etti.
Kur’anda ‘İstifa’nın (seçilmişlik) yorumu:
Alimler tartışmanın devamında sordular: Peki Allah Teala Kur’anda ‘İstifa’yı (seçilmişlik) tefsir etmiş mi? Hz. İmam Rıza (a.s.) şöyle buyurdu: Allah Teala seçilmişliği ayetlerin bâtını bir tarafta kalsın; ancak görünürde Kur’anın oniki yerinde tefsir etmiştir:
1. Tathir ayeti:
‘اِنَّما يُريدُ اللّهُ لِيُذْهِبَ عَنْکُمُ الرِّجْسَ اَهْلَ الْبَيْتِ وَ يُطَهِّرَکُمْ تَطْهيرا’ Allah Ehl-i Beyt’ten sadece kiri pisi gidermek istiyor ve sizi tertemiz yapmak istiyor ve bu ismet fazileti Ehl-i Beytin seçilmişliği alametidir.
2. Mubahile ayeti:
فَقُلْ تَعالَوْا نَدْعُ اَبْناءَنا وَ اَبْناءَکُمْ وَ نِساءَنا وَ نِساءَکُمْ وَ اَنْفُسَنا وَ اَنْفُسَکُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَلْ لَعْنَتَ اللّهِ عَلَي الْکاذِبينَ Şöyle de: gelin çağıralım oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendilerimizi ve kendilerinizi, sonra Allah’ın lanetinin yalancıların üzerine olması için canı gönülden yalvaralım. Bu ayette Allah Teala temiz olanları başkalarından ayırmıştır ve Peygambere (s.a.a.) onları Mubahile için getirmelerine emr etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.a.) Ali, Hasan, Hüseyin ve Fatıma (a.s.)yi getirdi ve onları kendisi ile eş durumda koydu. Sonra Hz. İmam Rıza (a.s.) buyurdu:
Acaba kendilerimiz ve kendileriniz sözcüğünün anlamını biliyormusunuz? Me’mun’un meclisinde hazır olan alimler dediler: bunun anlamı Peygamberin (s.a.a.) kendisi olabilir.
Hz. İmam Rıza (a.s.) dedi: yanlış dediniz. Kesinlikle sadece Hz. Ali (a.s.)’ı kastetmiştir. Bunu ispat eden sözlerden biri ise Peygamber (s.a.a.)’ın Benu Veli’e hakkında buyurduğu sözdür. Onların hakkında şöyle buyurdu: onlar (kendi kötü işlerine) son vermelidirler yoksa kendim gibi olan bir kişiyi (Hz. Ali) onlara doğru gönderirim. Bu ise kimsenin yetişemediği bir rütbedir ve hiç bir insanın varamadığı bir üstünlüktür ve hiç bir insanın elde etmediği bir onurdur; çünkü Hz. Ali (a.s.)’ın canını aynı kendi canı gibi saymıştır.
Sünni alimler ve Zemahşeri bu konuya itiraf etmişlerdir ki, Mubahile ayeti Ehl-i Beytin üstünlüğü hakkında en güçlü bir nedendir.
3.Ehl-i Beyt evinin kapısının Peygamber (s.a.a.) mescidine doğru açık kalması:
Dördüncü İmam (a.s.) şöyle buyurdu: Peygamber (s.a.a.) İtreti hariç bütün halkı mescidinden dışarıya çıkarıp onların evinin kapısını mescide kapattı ve sadece Ehl-i Beyti’nin kapısını açık bıraktı öyle ki, millet şikayet ettiler ve Peygamberin amcası Abbas şikayet edip dedi: Ey Allah’ın Resulü! Ali’nin kapısını açık bırakıp başka kapıları kapattın ve bizi dışarıya çıkardın. Peygamber Efendimiz (s.a.a.) şöyle buyurdu: ben onu bırakıp sizi dışarıya çıkarmadım. Allah onu mescidde tutup sizi dışarıya çıkardı.
source : tebyan