Allah’ın selamı üzerinize olsun. Size ilahi seferle ilgili bir soru sormak istiyorum. Sorum şöyle: İlahi seferin en yüksek makamlarına ulaşmak sadece Şiilere mi aittir, yoksa Sünni kardeşlerimiz de bu makama ulaşabilirler mi? Çünkü imamların (a.s) velayetini kabul etmeyen kimse nasıl bu makamlara ulaşabilir? Örneğin imam Rabbani Sünni olmasına rağmen Mektubat kitabı onun yüksek makamlara erdiğini gösterir gibi. Cevabınızı bekleyeceğim.
Kısa Cevap
Biz masum velilerin velayeti olmaksızın hiçbir kimsenin manevi yüce makamlara erişemeyeceğine inanırız. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için bakınız: 222 (İmamlar ve tekvini velayet). Elbette burada birkaç noktaya dikkat edilmelidir.
1. Velayetin iki kavramı veya iki mertebesi vardır: Birincisi genel velayet ve ikincisi de özel velayettir. Genel velayetten kasıt, İmamlara (a.s) sevgi ve muhabbet beslemektir. Bu, onlara düşmanlık beslememek anlamına gelebilir. Özel velayetten kasıt ise İmamların (a.s) velayet ve önderliğine inanmak ve hayatın tüm yönlerinde onlara itaat etmektir. Hiçbir ferdin masum velilerin velayeti olmaksızın manevi makamlara erişemeyeceği hususundan kastedilen şey ise insanın velayet mertebelerinin en azını yani imamların muhabbet ve sevgisini taşımasıdır. Yahut en azından Ehl-i Beyt’e (a.s) bilerek düşmanlık etmemesidir. Bundan dolayı bir insanın Masum İmamların (a.s) karşıtı ve düşmanı olması ve bununla birlikte manevi makamlara erişmesi imkânsızdır.
2. Birçok birey imkânların olmaması nedeniyle imamların (a.s) hakikati hakkında bilgi edinememektedir; bu grubun imamların düşmanları olarak algılanamayacağı apaçıktır. Hatta bu grup imamların (a.s) velayetini kabul etmeyen kimseler olarak değerlendirilemez; zira kabul etmemek çağrıya ve en azından bir bilgi ve bilince bağlıdır.
3. Bir şahsın kendi içinde imamların (a.s) velayetini kabul etmesi ama gerçek inançlarını insanlardan gizlemesi olasılığı da mevcuttur.
1. Velayetin iki kavramı veya iki mertebesi vardır: Birincisi genel velayet ve ikincisi de özel velayettir. Genel velayetten kasıt, İmamlara (a.s) sevgi ve muhabbet beslemektir. Bu, onlara düşmanlık beslememek anlamına gelebilir. Özel velayetten kasıt ise İmamların (a.s) velayet ve önderliğine inanmak ve hayatın tüm yönlerinde onlara itaat etmektir. Hiçbir ferdin masum velilerin velayeti olmaksızın manevi makamlara erişemeyeceği hususundan kastedilen şey ise insanın velayet mertebelerinin en azını yani imamların muhabbet ve sevgisini taşımasıdır. Yahut en azından Ehl-i Beyt’e (a.s) bilerek düşmanlık etmemesidir. Bundan dolayı bir insanın Masum İmamların (a.s) karşıtı ve düşmanı olması ve bununla birlikte manevi makamlara erişmesi imkânsızdır.
2. Birçok birey imkânların olmaması nedeniyle imamların (a.s) hakikati hakkında bilgi edinememektedir; bu grubun imamların düşmanları olarak algılanamayacağı apaçıktır. Hatta bu grup imamların (a.s) velayetini kabul etmeyen kimseler olarak değerlendirilemez; zira kabul etmemek çağrıya ve en azından bir bilgi ve bilince bağlıdır.
3. Bir şahsın kendi içinde imamların (a.s) velayetini kabul etmesi ama gerçek inançlarını insanlardan gizlemesi olasılığı da mevcuttur.